Page 209 - 9. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 209

4. Tema: Dilin Zenginliği

                           EDEBİYAT ATÖLYESİ                     göre,  soğukkanlılığımı  kaybetmedim  daha.  Kim  bulabilir  bir
                                                                 anda vaşak kelimesini? Milyonlarca insan bu hayvanın adını
            Aşağıda, Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar adlı romanının özeti
            ve bir kesiti verilmiştir. Metni okuyalım, daha sonra örnek bir   bile bilmiyordur. “İnek,” dedi hayalindeki Selim, bir türlü aklın-
            roman tahlili oluşturalım.                           dan çıkmayan Selim. “Düşünmekten korkan; korkudan, düşün-
                                                                 mesini unutan inek” dedi. Evlendi diye, oyunun her dakikasını
                            TUTUNAMAYANLAR                       kuralına göre oynamaktan başka bir şey düşünemeyen inek.
                                                                 Sevgi apartmanında her gün görevli inek. Ne pazarı ne tatili
            Roman, genç bir gazetecinin yazdığı “Sonun Başlangıcı” adlı
            ön sözle başlar. Bu ön söze göre gazeteci, bir tren yolculuğu   olmayan memur. “Neden benim aklıma gelmiyor bu kelimeler
            sırasında Turgut Özben adında bir mühendisle tanışır. Yolcu-  Turgut?” Çünkü sen inek değilsin. Bana artık olgunluk yakışır
            luk süresince çok ilginç bulduğu bu mühendisle sohbet eder.   Selim. İnşallah arkasından çöküp gidersin Turgut. “Bilmem,
           EDİTÖR YAYINLARI
            Daha sonra gazeteci, bir yardım örgütünün sağladığı araştır-  aklımda kalıyor işte,” dedi, gevşek bir gururla. Bir arkadaşın
            ma bursuyla iki yıl kadar Avrupa ülkelerinde dolaşır. Türkiye’ye   kötü durumda olduğunu biliyorsun, ona gitmek yardım etmek
            döndüğünde masasının çekmecesinde büyük bir paket bulur.   gerekiyor. Ne yapabilirim bu durumda Nermin? Benden utan-
            Bu paket kendisi Avrupa’ya gittikten kısa bir süre sonra gelmiş   maz mısın sonra? Şu anda sana, ne gibi bir yardım beklediğini
            ve orada unutulup kalmıştır. Paketten bir mektup ve büyük bir   söyleyemem Selim’in. Bunu daha ben de bilemiyorum. Fakat
            kısmı elle yazılmış notlar çıkar. Mektup ve söz konusu notlar   bir şeyler yapabileceğimi hissediyorum, dürüst ve olumlu bir
            daha önce bir tren yolculuğunda tanıştığı Turgut Özben’den   şeyler. Senden tek istediğim şimdilik beni bu meseleyle baş
            gelmiştir. Mektupta Turgut Özben, kendisinin kaybolmuş bir in-  başa bırakman. Sonra bir gün oturup birlikte...
            san olduğunu belirtmiş ve gazeteciden bu notlarla mektubun   Nermin gazeteleri elinden bıraktı: “Sen tamamlarsın, benden
            bir bölümünü yayımlamasını istemiştir. Gazeteci de Turgut’un   bu kadar,” dedi. “Kahvaltı etmek ister misin?” Gazeteleri Tur-
            bu isteğini yerine getirir ve bu romanın metnini oluşturan not-  gut’a uzattı. Turgut, havadaki elini aşağı indirdi: “Ben biraz
            ların yayımlanmasını sağlar.                         dışarı çıkacağım,” dedi. “Selim’in annesine gidip başsağlığı
                                                                 dilemeliyim. Cenaze kalkalı neredeyse on gün olacak; hiç uğ-
            Romanda asıl öykü Turgut’un evinde başlar. Turgut’un arka-
            daşı Selim Işık, Turgut’a bir mektup yazmış ve kendi hayatına   ramadım. Gücenir sonra.” “Kahvaltı etmeden mi gidiyorsun?”
            son vermiştir. Bu olaya kadar öncelikleri para kazanmak ve ra-  diye sordu karısı. “Döndüğümde bir ‘Büyük Kahvaltı’ ederiz.
            hat bir yaşam sürmek olan Turgut, Selim’in ölümünden sonra   Şimdi canım bir şey istemiyor.” “Sen bilirsin. Sonra acıkacak-
            onun kişiliği ve hayata bakışı üzerinden kendini ve yaşamını   sın.” Ben bu filmi daha önce görmüştüm, diye düşündü Turgut.
            sorgulamaya başlar. Üniversite yıllarında tanıştığı ve çok farklı   Kapının zilini çalarken, birden yaptığı işin anlamsızlığını his-
            bir kişiliği olan Selim’le yaşadıklarını ve aslında hep ona ben-  setti. Fakat kapı açıldı ve Müzeyyen Hanım’ın yorgun ve sarı
            zemek istediğini hatırlar.                           yüzü göründü. Hiçbir şey söylemeden Turgut’u içeri aldı. Otur-
                                                                 ma odasına geçtiler. Radyonun yanındaki koltukta genç bir
            Aşağıdaki parçada Turgut’un, evlerinde bir pazar sabahı karı-
            sı Nermin’le konuşması, daha sonra başsağlığı dilemek üzere   adam oturuyordu. Zayıf, uzun boylu, solgun yüzlü ve gözlük-
            Selim’in annesinin evine gitmesi ve orada yaşananlar anlatıl-  lü biriydi bu. Acı bir surat takınmış bir adam, Turgut’un daha
            maktadır.                                            önce görmediği biri... Orada kimseyi bulacağını düşünmeyen
                                                                 Turgut’a, tavırları sahte gelen biri. Selim’in annesinden baş-
            (...)                                                ka bir insanı görmeye hazırlıklı olmadığı için, ona yabancı ve
            Canım sıkılıyor Nermin. Daha küçük sıkıntılarda sana açılsay-  iğreti gelen bir “arkadaş”. Ben, her ne pahasına olursa olsun
            dım, bu güçlüğü çekmezdim belki. Canım, erkekler bazı ge-  buraya geldikten sonra, benden önce nasıl birisi aynı durum-
            celer salonun bir köşesine birikip kadınların merak etmez gö-  da olabilir? Üzülme canım, rastlantı; resmî bir ziyaret olmalı.
            ründüğü erkekçe konulardan bahsetmez mi? Bu da onlardan   “Burhan Bey de eksik olmasın aramış beni. Selimciğimin çok
            biri oluversin. Olmuyor. Ayağa kalktı, karısının yanına oturdu   iyi bir arkadaşıydı.” İnsan, hiç olmazsa sizden iyi olmasın, der.
            kanepede. Koluyla onu sardı, başını dayadı omzuna hafifçe.   Büyük fedakârlıklarla getirmiş olduğumuz Turgut Özben, tam
            Nermin, durumunu değiştirmeden gülümsedi ve hemen sor-  sahneye çıkmak üzereyken... “Tanışıyor muydunuz?” Her za-
            du: “Sonu ‘k’ ile biten beş harfli bir hayvan ismi söyler misin?”   man, birisi sizden önce davranır. Oysa gelip geçici biridir bu.
            “Tavuk,”  dedi,  içindeki  sıkıntıyı  bastırmaya  çalışarak.  Bütün   Sinemada, sizden önce, son boş koltuğu alan kör bir yabancı.
            hayatımı  şu  andaki  gibi  yaşasaydım  hayır  kalmazdı  bende.   “Hayır,” dedi. “Yalnız... Selim bahsederdi. Şimdi, Ankara’da bu-
            Geçecek, Turgut, geçecek. Öyle bir küçümserim ki ben onu...   lunuyorsunuz, zannedersem.” Demek, Burhan buydu. Selim’in
            “Olmuyor,” dedi Nermin mahzun bir sesle. “Başharfi V.” “Va-  onlara tanıştırmaktan kaçındığı ‘esaslı’ arkadaşlarından biri.
            şak,” dedi Turgut aceleyle. Yerinde tepkiler gösterebildiğime   Selim, farklı çevrelerdeki arkadaşlarını birbirine tanıştırmayı


                                                                                    Türk Dili ve Edebiyatı  209
   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214