Page 205 - 9. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 205

4. Tema: Dilin Zenginliği

            f.  Bilinç  Akışı:  Roman  ya  da  hikâye  türünde  karakterlerin   h. Özetleme: Varlığı belirgin şekilde hissedilen anlatıcı; olay-
            aklından geçenleri, o anki duygu ve düşüncelerinin belli ve   ları, kişileri veya diğer unsurları özetleyerek anlatır.
            mantıklı bir sıralama yapmadan, araya girmeden seri şekilde
            okuyucuya aktarıldığı tekniğe “bilinç akışı” denir.  “Ali Rıza Bey, Babıâli yetiştirmelerinden bir mülkiye memu-

            Anlık izlenimlerden oluşan duygu ve düşünceler dile getirildi-  ruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemlerinden birinde ça-
            ğinden aktarılan ifadeler karışık ve düzensiz olabilir. Düşün-  lışmıştı. Belki ölünceye kadar da orada kalacaktı. Fakat kız
            celer karakterin genellikle kendi ağzından şimdiki zaman şek-  kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İs-
            linde dile getirilir. Bu teknikte düşüncelere herhangi bir sansür   tanbul’dan soğutmuş, Suriye’de bir kaza kaymakamlığı alarak
            uygulanmadığı gibi genellikle gramer kurallarına da uyulmaz.   gurbete çıkmasına sebep olmuştu.”
            Anlatılanlarda  bilinçsizlik  ve  anlık  imgelerle  birlikte  sürekli
           EDİTÖR YAYINLARI
            değişen  duygu  ve  düşünceler  yer  almaktadır.  Dile  getirilen
            düşünceler daha çok kahramanın kendi kendine sayıklaması   2. Pastiş: Postmodern romanda çeşitli metin türlerinin biçim
            gibi olduğundan cümleler arasında herhangi bir mantıksal bağ   ve anlatım özelliklerinin taklit edilmesidir. Binbir Gece Masal-
            bulunmaz. Cümleler arasında ve söylenenlerde bir mantıksal-  ları’nda ve halk hikâyelerinde anlatıcı, başkalarından dinledik-
            lık olmasa da insan gerçekçiliğini olduğu gibi içten bir şekilde   lerini aktarır. Bunu yaparken de “rivayet ederler ki, derler ki”
            yansıtması  bakımından  roman  ve  hikâye  anlatım  teknikleri   gibi kalıplaşmış ifadeler kullanır. İhsan Oktay Anar’ın Puslu
            içinde oldukça önemli bir yenilik olarak kabul görmektedir.  Kıtalar Atlası adlı romanında biçim ve anlatım özellikleri açı-
                                                                 sından aynı tekniği kullanması bir pastiş örneğidir.
            Bilinç akışında düşünceler kahramanın ağzından anlatılması
            nedeniyle iç konuşmaya benzemektedir. Ancak iç konuşma
            tekniğinde ifade edilen duygu ve düşünceler daha düzenli ve   3. Parodi: Postmodern romanda daha önce yazılmış bir met-
            mantıklıyken bilinç akışında ifade edilenlerde düzensizlik ve   nin içerik yönünden örnek alınmasıdır. Bütüncül ya da kısmi
            gramer hatalarıyla birlikte bir sayıklamaya benzer bir durum   olabilir. Nazan Bekiroğlu’nun Yûsuf ile Züleyha adlı romanı,
            söz konusudur.
                                                                 içerik yönünden divan edebiyatındaki Yûsuf ile Züleyha mes-
            “Gözlerden iyice uzaklaşmıştım. Yalnız yürümeyi ve saatlerce   nevilerini örnek aldığından bir parodi örneğidir.
            oturmayı seviyordum. Denizin üstünde martılar âdeta yalnız-
            lığıma ortak oluyordu. Arada bir de balık avlamak için suya
            akın ediyorlardı. Saatlerce oturdum. Her balık yem olduğunda   4. İroni: Postmodern romanda birtakım olguları ya da eserleri
            martıların mutluluğuna ortak oldum. Deniz sakindi. Kayalara   alaycı bir anlatımla söz konusu etmektir. Ahmet Hamdi Tanpı-
            hafifçe bir dalga vuruyordu. Dalga sesi martılarla karıştı. Fark   nar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanında önemsiz bir
            ettim ki hayatta farklı tonlar var. Belki de onları fark edebilmek   kurum olan Saatleri Ayarlama Enstitüsünü asrın en büyük, en
            gerekiyordu. Bugüne kadar nasıl kaçmıştım her şeyden. Me-  faydalı kurumu şeklinde tanıtması bir ironi örneğidir.
            sela arkadaşlarıma güvenmedim hiçbir zaman. Sanki mutlu-
            luklarında ben yoktum. Belki çocukken böyle değildik. Daha
            saf bir bağlılık vardı aramızda. Ne güzel günlerdi koşar ve mut-  ROMANIN PLANI
            luluğa kanat çırpardık. Şimdi martıların balık avlaması kadar
            basitti mutlu olmak.”
                                                                 1. Serim (giriş) bölümü: Romanda geçen olay, yer ve kişile-
                                                                 rin tanıtıldığı bölümdür. Ayrıca bu bölümde çevre ve kişilerin
            g. Gösterme: Olaylar, kişiler, varlıklar okuyucuya doğrudan
            sunulur. Anlatıcı, okuyucu ile eser arasına girmez. Okuyucu-  betimlemesi de yapılır.
            nun dikkati eser üzerinde yoğunlaşır.
            “Küçük Ağa başını kaldırdı ve soran gözlerle baktı. Doktor çe-  2. Düğüm (gelişme) bölümü: Romanda okuyucunun mera-
            vik bir davranışla ayağa kalkmıştı. Gidecekti artık. Onun hâlâ   kının arttığı, olayların karmaşık bir hâl aldığı bölümdür. Birden
            soran gözlerine dost gözlerle bakarak:               fazla olabilir. Romanın en uzun bölümüdür.
            - Çünkü, dedi. Küçük Ağa’nın siz oluşu... yani... nasıl söyle-
            meli?.. Anlıyor musunuz veya anlatabiliyor muyum bilmem...   3. Çözüm (netice) bölümü: Okuyucunun merakının giderildi-
            Sizin gibi genç, güçlü, kuvvetli... ve bilhassa bilgili, akıllı biri
            oluşu... Kısacası işte siz oluşunuz benim için hususî bir kıymet   ği, olayların çözümlendiği bölümdür. Bazen sonuç, okuyucu-
                                                                 nun hayal gücüne de bırakılabilir.
            ve ehemmiyet taşıyor.”
                                                                                    Türk Dili ve Edebiyatı  205
   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210