Page 203 - 9. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 203

4. Tema: Dilin Zenginliği

            Romanın Yapı Unsurları                               d. Mekân (Yer): Anlatılan olayların meydana geldiği yer de
                                                                 yapı unsurlarındandır. Eserde gerçekleşen olaylarla bağlan-
            a. Olay Örgüsü: Romanda olayların bir ana olay etrafında ge-
            lişip sıralanması ile oluşan yapı unsurudur. Ana olay etrafında   tılı bir şekilde uygun bir mekân yazar tarafından kurgulanır.
            yer alan her bir olay halkası kahramanların bir yönünü tanıtır.  Bu türde mekân tahlilleri de önemli bir yer tutarken aktarılan
                                                                 olayların yapısına göre mekân tasviri yani betimlemesi de ön
            Olay örgüsünün oluşmasında kişiler arasındaki iç ve dış mü-  plana çıkmaktadır.
            cadeleler, anlaşmazlıklar çatışmaları ortaya çıkarır. Olay ör-
            güsüne hâkim olan, olay örgüsünü belirleyen çatışmaya temel   Tema: Tema, romanın bütününe hâkim olan temel duygu veya
            çatışma denir. Diğer çatışmalar, temel çatışmayı destekler.  düşüncedir. Tema soyut ve genel bir kavramdır. Metin dışın-
                                                                 da da var olabilen sevgi, aşk, dostluk, yalnızlık gibi kavram-
            b. Kişiler: Olaylar belirli kişiler tarafından gerçekleştirilir ve   lar temayı oluşturabilir. Örneğin Recaizade Mahmut Ekrem’in
           EDİTÖR YAYINLARI
            olaylar sırasında her kahramanın belli bir rolü bulunmaktadır.   “Araba Sevdası” adlı romanının teması “Batılılaşmanın yanlış
            Romanda kişiler kadro olarak oldukça zengin bir şekilde yer   anlaşılması”dır.
            almaktadır. Ayrıca eserde yer alan kahramanlar ayrıntılı bir
            şekilde tanıtılmakta ve betimlenmektedir. Kişiler karşımıza iki   Anlatıcı: Anlatıcı, romandaki olayı anlatan kişidir. Anlatıcı, ya-
            şekilde çıkmaktadır: Tip ve Karakter.                zarın kendisi değil kurmaca bir kişidir. Romanda olaylar birinci
                                                                 veya üçüncü kişi ağzından anlatılır.
            Tip: Başka kişilerde de bulunan ortak özellikleri üstünde
            barındıran, temsil ettiği grubun niteliğini belirgin bir şekilde
            yansıtan roman kahramanı tiptir. Tip olan kişinin vurgulanan   Anlatıcının Bakış Açısı
            yani temsil ettiği özellik güçlü bir şekilde okuyucuya hisset-
            tirilir. Mesela bir eserdeki cimri özelliğini gösteren kişi tiptir.   Bakış açısı; yazarın romandaki kişi, olay, yer ve zamanı ele
                                                                 alış biçimi ve bunlara karşı takındığı tutumdur. Üçe ayrılır:
            Dünyanın her yerinde cimrilik özellikleri aynı olduğundan tipin
            evrensel olduğunu söyleyebiliriz.
                                                                 a.  Hâkim  Bakış  Açısı:  Anlatıcı,  olaylara  ve  kahramanlara
            Karakter: Tip özelliği göstermeyip kahramanın kendine özgü   hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini bilir ve görür. Olayları
            davranışları ile başka özellikteki kişilerden ayrılan, çok yönlü   anlatırken kahramanların aklından geçenleri ve psikolojilerini
            davranış gösteren roman kişisidir. Olayların durumuna göre   yansıtır:
            karakterin davranışlarında da değişiklikler gözlenir ve davra-  “Onun fikirlerinde ve duygularında hiçbir şey değişmemiştir.
            nışlarını önceden tahmin etmek mümkün olmamaktadır.  Bu gidişten o da memnun değil ne bu yaşayış tarzını ne ev-
                                                                 lerine girip çıkan insanları, o da beğenmiyor fakat ne çare ki
            Tip ve Karakter Arasındaki Fark Nedir?               iş çığrından çıkmış, karısına olan zaafı yüzünden yahut daha
                                                                 başka sebeplerden kendini bir kere bu korkunç akıntıya kap-
            •   Tip belli bir zümreyi temsil ederken karakter kendine özgü   tırmıştır. Bu müdafaalar bu zaafa bir mazeret göstermekten

               özellikleriyle ön plana çıkar. Yani tip genel, karakter özeldir   başka bir şey için değildir.”
               denilebilir.                                                         Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
            •   Tip genel olduğundan farklı eserlerde de karşımıza çıkabilir
               fakat karakter özel olduğundan başka eserlerde karşımıza   b. Kahraman Bakış Açısı: Olaylar, roman kahramanlarından
               çıkma olasılığı yoktur.                           birinin  ağzıyla  anlatılır.  Olayları  yaşayan  kahraman,  olaylar
            •   Tip tek yönlüyken karakter çok yönlüdür.         karşısındaki izlenim ve tutumunu kendi bakış açısıyla yansıtır:

            c. Zaman: Her olayın mutlaka bir gerçekleşme zamanı vardır.   “Ve baktım: Minderde üst üste konmuş iki yastık. (Demek an-
            Bu nedenle eserde zaman kavramları sıklıkla kullanılabilmek-  nem biraz rahatsızlanmış ve buraya uzanmış.) Masanın yanın-
            tedir. Eserlerde genellikle “-di’li geçmiş zaman” kipi anlatım   da rafın önüne çekilmiş bir sandalye. (Demek annem en üst
            tercih edilir. Eserde zaman kronolojik bir sırayla verilebileceği   raftan bir ilâç şişesi almış).
            gibi geçmişe-geleceğe gidiş şeklinde de aktarılabilmektedir.  Ha... İşte masanın üstünde bir şişe: Kordiyal. (Demek annem
            Romanda  iki  çeşit  zaman  bulunmaktadır.  Birincisi  olayların   bir fenalık geçirmiş.) Minderin üstünde ıslak, buruşuk bir men-
            gerçekleştiği, yaşanılan anı belirten “gerçek zaman”dır. İkinci-  dil. (Demek annem ağlamış.) Benim de bu şişeye, iki yastığa
            si ise yaşanan andan bağımsız bir şekilde geçmişe dönülmesi,   ve bir mendile ihtiyacım var, ben de kordiyal alacağım, uzana-
            kahramanların geçmişinin anlatıldığı “kozmik zaman”dır. Koz-  cağım ve ağlayacağım.
            mik zaman, yaşanılan anın dışındaki zamanı kastetmektedir.          Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

                                                                                    Türk Dili ve Edebiyatı  203
   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207   208