Page 178 - 9. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 178
3. Tema: Anlamın Yapı Taşları
KÖPRÜ BİLGİLER Parçada yazarın savunduğu temel düşünce, bir şiirin en
önemli özelliğinin yalınlık olduğudur. Yazar bu düşüncesini
1. Hikâyenin Yapı Unsurları
açıklarken tanımlamadan yararlanmıştır. Paragrafın ilk cümle-
Hikâye türünün yapı unsurları “2. Tema”da verildiği için bu sinde yalınlığın tanımı yapılmıştır.
temada tekrar anlatılmayacaktır. Önceki bilgilerinizden hare- Benzetme
ketle bu temada hikâye örnekleri verilecek ve bu hikâyelerin
tahlili yapılacaktır. Aralarında çeşitli ilgiler bulunan varlık veya kavramlardan ben-
zerlik bakımından nitelikçe zayıf olanın güçlü olana benzetile-
2. Şiirde Yapı ve Ahenk Unsurları
rek anlatılmasıdır.
Şiirde yapı ve ahenk unsurları “1.Tema”da verilmiş olup bu te- X Örnekler
Arı, on binlerce yıldır aynı işi en kusursuz biçimde yapar. YAYINLARI
mada tekrar edilmeyecektir. “1.Tema”da yer alan konu anlatı-
mını tekrar okuyunuz ve edindiğiniz bilgiler doğrultusunda bu Çevremde dayak kadar zararlı olduğunu gördüğüm bir eski
eğitim yolu da öğüt vermedir. Hiçbir çocuğun öğütlere kulak
temada verilecek olan şiir örneklerini tahlil ediniz.
astığını görmüş değilim. Tersine, öğüt dinlemekten bunalan,
3. Düşünceyi Geliştirme Yolları kafasına zorla sokulmak istenen akla karşı koyan çocuklar,
gençler görmüşümdür. Dayak gibi öğüt de tepeden inme bir
Bir konuda ileri sürülen düşünceyi geliştirmek, desteklemek,
eğitimdir: O da bir çeşit ezme, küçültmedir insanı. Öğüt ve-
inandırıcı kılmak ve düşüncenin etkisini artırmak amacıyla ren, örnek olmayandır çoğunlukla. Oğluna durmadan yalan
başvurulan tekniklere düşünceyi geliştirme yolları denir. söyleyen bir babanın doğruluk öğütleri vermesinden daha
gülünç ne olabilir? Çocuk da bizim gibi söze değil işe bakar.
Karşılaştırma
Olaylar, durumlar, kişiler ya da eserlerle ilgili özelliklerin anla- Parçada eğitim yöntemi olarak görülen öğüt verme, yöntemle-
tımında bunlar arasındaki benzer ve farklı yönlerin dile getiril- ri, sonuçları ve çocuktaki karşılıkları bakımından dayak atma-
EDİTÖR
mesine karşılaştırma denir. ya benzetilmiştir.
X Örnekler Örnekleme (Örneklendirme):
İleri sürülen düşünceyi somutlaştırmak için örneklerden ya-
Düzgün, geometrik ölçülerle peteğini örer ve topladığı bin- rarlanmaktır. Soyut olan düşünceyi somutlaştırma çabasıdır.
bir çiçek tozundan, bir kimya laboratuvarının imbiklerinden Parçanın bir yerinde “örneğin” veya “mesela” kelimeleri kul-
daha üstün biçimde balını süzer. Oysa insanoğlu uğraştığı lanılabilir. Örneklendirmede; verilecek örneğin konuyu tam
on binlerce işi binlerce yıldır giderek geliştirmekte ve hâlâ
en kusursuza ulaşmaya çalışmaktadır, işte insan budur. anlamıyla karşılaması, okurda yazarın uyandırmak istediği
çağrışımları uyandırması gerekir.
Bu parçada insanla arı karşılaştırılarak verilmiştir. Arıların aynı
X Örnekler
işi hep aynı şekilde yaptıkları, insanların ise uğraştıkları her işi
geliştirmeye çalıştıkları belirtilmiştir. Ben okuduğum her romanda asıl kendime yaklaştığıma
inanıyorum. Her biri, çok yanlı gerçeğimizi belli bir yandan
Tanımlama açar bana. Neden söz ederse etsin beni, başkalarını, ya-
Bir varlığın, durumun, olayın ya da eserin temel özellikleri ba- şamı tanıtır. Balzac, Eugenie Grandef’i yazmasaydı, gecem
gündüzüm bencillerle geçtiği hâlde nerden bilecektim ben-
kımından tanıtılmasıdır. Tanım cümleleri “…. denir” ya da “…
dır” şeklinde biter. Bu cümleler “Nedir?”, “Kimdir?” sorularının cilliği? “Kızıl ile Kara” olmasaydı benim de öz geçmişimden
haberim olmayacaktı. Goste Berling’le kuzeyi dolaşmasay-
cevabı niteliğindedir. dım, en soğuk geçen kışları bile sevmez, bahar gelince de
X Örnekler toprağın coşkusuna kapılmazdım ki.
Yalınlık, şiiri gereksiz sözcüklerden arındırma işidir. Geç- Yazar önce savunduğu düşünceyi ortaya koyuyor. Ona göre
mişten günümüze ulaşmış hangi şiiri alırsanız alın o şiiri okunan her roman insana kendini, başkalarını ve yaşamı tanı-
kalıcı kılan ögelerin başında yalınlığı göreceksiniz. O ölüm- tır. Yazar bu saptamayı güçlendirmek için Eugenie Grandef ve
süz şiirlerde duygular, düşünceler bütün yabancı ögelerden, Kızıl ile Kara (Kırmızı ve Siyah) romanlarının kendisi üzerinde
süslerden arınmış olarak en saf en katıksız biçimiyle belirir. yaptığı etkiyi örnek gösteriyor.
178 Türk Dili ve Edebiyatı