Page 192 - 9. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 192
3. Tema: Anlamın Yapı Taşları
“Peki, elli bin kişiye diyeceğiniz yok ya!” Feyzi Bey gülerek: HİKÂYENİN PLANI
“Hacım” dedi, “namuslu bir iş yapalım. Bir kere, on bin de, son- SERİM BÖLÜMÜNDE ANLATILANLAR
ra görüşelim.”
“Ne? Dünyada olmaz. En aşağıdan, en aşağıdan yirmi bin kişi
vardı.”
İmamın oğlu dedi ki:
“Faik Ağabey, oldu olacak gel şu şeytanın ayağını kır. Bu oldu
artık.”
EDİTÖR YAYINLARI
“On bin desem Feyzi Bey kabul edecek mi?” Feyzi Bey:
“Yok! dedi. “On bin dersen alt yanını görüşeceğiz. Belki benim DÜĞÜM BÖLÜMÜNDE ANLATILANLAR
de sözüm var!”
“Öyle ise ben de demem.
“İmamın oğlu dedi ki:
“Demezsin ama sonra sarakadan kurtulamazsın. Biliyorsun
ya! Hem iş yalnız bu kadar değil, kaldırım taşlarını kaynattın,
minareleri oynattın; bunların hepsi hesaba çekilecek. Bak, sen
bilirsin!”
Faik Efendi, yeniden Feyzi Beye: ÇÖZÜM BÖLÜMÜNDE ANLATILANLAR
“Ama canım” dedi, “bu kadar da olmaz. Artık siz de büsbütün
budala hesabına koydunuz. Ben bu kadar şeyi kestiremez mi-
yim? Ne sanki, on bin kişi de yok muydu?”
Feyzi Bey gülerek dedi ki:
“Hacım, gel beş binde uyuşalım. Ben biraz fedakârlık etmiş
olurum ya! Neyse zarar etmez, sen yabancı değilsin. Dört bin
sekiz yüz metre yerde beş bin adam, az şey değildir.”
Faik Efendi hepsinin yüzüne ayrı ayrı baktıktan sonra dedi ki:
“Razı olurum ama bir şartla... Sarmayacaksınız.”
“Sarmayız” dediler.
HİKÂYENİN KONUSU
“Öyle ise beş bin olsun.”
“Pekâlâ, razı olduk. Minarelerin oynadıklarını, kaldırımların
kaynadıklarını sana bağışladık.”
Faik Efendi gitmeye hazırlanarak:
“Bırakmıyorsunuz ki insan tatlı tatlı anlatsın, hemen pazarlığa
girişiyorsunuz. Haydi, artık vakittir. Ben daha gidip çocukları
komşudan alacağım. Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda
kalırlar” dedi.
(Memduh Şevket Esendal, Otlakçı)
192 Türk Dili ve Edebiyatı