Page 154 - 9. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 154

1. Tema: Sözün İnceliği

        b. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili ifadelerde açık ileti   c. Aşağıdaki şiirlerde geçen edebi sanatları bulup örnek-
        mi yoksa örtük ileti mi olduğunu örnekteki gibi belirtelim.  teki gibi yazınız.

                                        Açık ileti  Örtük ileti                                   Edebi sanat
                                                                                                  veya sanatlar
         Bu sonbaharda da ağaçlar yaprak-           X         Sallansın dalların çocuklar gibi
         larını döktü
                                                              Bakma güneş ısıtsın varsın        Benzetme
         Ömrümün yaprakları gibi
                                                              Küçük zerdali ağacım,             Kişileştirme
                                                              Sonra donarsın.
         Çukurova bayramlığın giyerken,
                                                              Sevgilim baksana bir yanda gülen
           EDİTÖR YAYINLARI
         Çıplaklığın üzerinden soyarken,
                                                              Bir yanda gözünün yaşını silen
         Şubat ayı kış yelini kovarken,
                                                              Kimi benim gibi erir derinden
         Cennet demek sana yakışır dağlar.
                                                              Kimi senin gibi bahtiyar olur
         Aslan toprakla oynuyormuş bir gün;
                                                              Gördü bal arısını sivrisinek,
         Birde bakmış pençesinde fare,
                                                              Dedi ona böyle övünerek:
         Aslan, aslan yürekliymiş o gün,
                                                              -Var mı benden güzeli?
         Kıymamış canına, bırakmış yere.
                                                              Deli rüzgârlar önünde ben

         Dünyada sevilmiş ve seven nafile                     Kuru yapraklar gibi savruldum
         bekler.                                              Hasretinle tutuştum, kavruldum
         Bilmez ki giden sevgililer dönmeye-                  Bir ah çektim, yandım, kül oldum
         cekler.
                                                              Yalan mıydı, gerçek miydi?
                                                              Bir an mıydı, vurdu geçti.
         Kamyonlar kavun taşır ve ben                         Derdini kimseye diyememek zor
         Boyuna onu düşünürdüm                                Dağlar ondan böyle kaskatı mosmor

                                                              Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?
         Ne doğan güne hükmüm geçer,                          Benim mi Allah’ım çizgili yüz?
         Ne halden anlayan bulunur;
                                                              Süleyman kuş dilin bilir, dediler.
         Ah aklımdan ölümüm geçer;
                                                              Süleyman var, Süleyman’dan içerü.
         Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
                                                              Elim sustu, telim sustu, dil sustu.
         Ben toprak oldum yolunda                             Bülbül sustu, güller sustu, dal sustu.

         Sen aşırı gözetirsin                                 İçmiş gibi geceyi bir yudumda,
         Şu karşıma göğüs geren                               Göğün mağrur bakışlı bulutları.
         Taş bağırlı dağlar mısın                             Ne siyah eylemiş bu nasiyeyi,
                                                              Saçımı bembeyaz eden bahtım.
         Karlı dağların başında
                                                              Bir destanım vardır, zamana uygun.
         Salkım salkım olan bulut,
                                                              Yattıkça yat kardeş, sakın uyanma
         Saçın çözüp benim için
                                                              Bir meşhur cevaptır: sen kazan, sen ye.
         Yaşın yaşın ağlar mısın?
                                                              El için de beyhude ateşte yanma.

         154    Türk Dili ve Edebiyatı
   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159