Page 16 - TYT TÜRKÇE KAZANIM ODAKLI ve YENİ NESİL SORU BANKASI - GİRİŞ YAYINLARI
P. 16
Anlatım Özellikleri (Beceri Temelli Sorular) TEST 5
1 Marie Curie: Radyasyon tedavisi üzerine çalışırken radyasyondan dolayı kendinde lösemi gelişmiş, bu yüzden hayatını
kaybetmiştir. Marie Curie, Nobel Kimya ve Fizik Ödülü almış bir bilim kadınıdır.
Carl Scheele: Carl Scheele bir farmakolog, aynı zamanda da birçok kimyasal elementin kâşifidir. Scheele’nin keşfettiği
elementler arasında oksijen, molibden, tungsten, manganez ve klorin gibi elementler bulunmaktadır. Scheele’nin en ilginç
özelliği ise çalıştığı kimyasalların tadına bakmaktır. Ölüm sebebi hidrojen siyanürü tatmak olarak tarihe geçmiştir.
Sir David Brewster: Sir David Brewster, optik ve ışık polarizasyonu üzerine çalışmış ve kaleidoskopu keşfetmiştir. Mikros-
koplardaki mercekler sistemini geliştiren İskoçyalı bilim adamı Brewster, bir ışık çalışmasında görme yeteneğinin dörtte
üçünü kaybetmiştir. Ve belirli bir süre sonra da kör kalmıştır.
Elizabeth Ascheim: Elizbeth Ascheim röntgen ışıkları üzerine çalışmalar yapmış ve X ışınlarını daha iyi kullanmak için
kendisini denek gibi kullanmıştır. Maruz kaldığı fazla röntgen ışınından dolayı vücudunun her organında kanserli hücreler
GİRİŞ YAYINLARI
oluşmuş ve hayatını kaybetmiştir.
Bu metinleri okuyan bir kişi, bilim insanları ile ilgili şu çıkarımda bulunmuştur: “Bilim insanları, bilim uğruna hayatlarını bile
bile hiçe sayıp sonucu ölüm olan bir hayat yaşamışlardır.”
Metinlerden ortak bir sonuca varan ve yukarıdaki çıkarımda bulunan kişi, çıkarımlarda bulunurken aşağıdakilerin
hangisinden yararlanmış olamaz?
A) Tanık gösterme B) Benzetme C) Örneklendirme D) Karşılaştırma E) Açıklama
2 Bir sınıfta öğrencilerin kompozisyon ödevlerinde düşünceyi geliştirme yollarını kullanma oranları şöyledir: % 5 benzetme,
% 10 tanık gösterme, % 15 örneklendirme, %20 karşılaştırma, % 50 tanımlama.
Buna göre;
I. Orada gördükleri karşısında heyecanlandı gezgin. Çorak arazinin ortasında böyle bir sarayın olabileceğine hiç aklı
ermiyordu. Yerler şimdiye kadar üzerinde yürümediği güzellikte halılarla kaplıydı. Tavana, parlak ve işlemeli maden-
den avizeler asılmıştı. Bol işlemeli ipek yastıklar, deri koltuklar zenginliğin ihtişamını yansıtıyordu. Hizmetçiler lezzetli
yiyeceklerle dolu tepsilerle gidip geliyor, çay sunuyorlardı.
II. Esmer, uzun boylu bir kadındı. Saçları, kirpikleri, kaşları hep siyahtı. Cildi akranları gibi gevşememiş, omuzları çökme-
mişti. Yıllar bu kadını ihtiyarlatacağına sanki gençleştiriyordu. Durdukça demleniyor desek yeriydi.
III. Divan şiiri kendi türü içinde ve elbette yalnızca soyutluk, süsleyicilik ve boyutlama yönünden bir bakıma Picasso res-
mine benzer. Öbür yandan toplumsal içeriği ve yaşamı yansıtması pek azdır. Oysa Fars şiirinde ve ondan daha da çok
Arap şiirinde bizim divan şiirimizden çok daha gerçek ve düşünsel yönler vardır.
IV. Müzik; yeni, daha önce, daha karmaşık, dolayısıyla daha tehlikeli uyarımlar doğurur. Şiir, uyarımlar çölünü aydınlatır,
bilinci yükseltir, arıtır, insansı kılar. Müzik, duygusal yaşayışın çoğalmasıdır, şiir ise düzene sokulması, yükseltilmesidir.
V. Çalışma, insana özgü bir eylemdir. Doğayı, doğadaki maddeleri insanın isteklerine uygun kılmadır. Doğanın değişme-
sidir, bir amaç doğrultusunda doğanın değiştirilmesidir.
numaralandırılan metinlerden hangilerini % 20’lik dilime giren öğrenciler yazmış olabilir?
A) I ve II B) II ve V C) I ve III D) III ve IV E) IV ve V
Giriş Yayınları TYT Türkçe 75