Page 97 - 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAZANIM ODAKLI VE BECERİ TEMELLİ SORU BANKASI
P. 97

BECERİ TEMELLİ TEST  3                                                 5. ÜNİTE: SOHBET VE FIKRA


       7             SOHBET VE FIKRA TÜRÜNÜN İLK YETKİN ÖRNEKLERİNİ VEREN İSİM:
                                                 AHMET ....................
              İstanbul’da  doğdu.  Darüşşafakadan                          Servetifünun edebiyatının oluştuğu yıl-
              mezun olduktan sonra gazete yazar-                           larda eser vermesine rağmen Serveti-
              lığına başladı.                                              fünunculara katılmadı.


              Akıcı ve yalın Türkçesi, ciddi gözlem-                       Eserlerinde  renkli  ve  canlı  üslubu  ile
              lere dayanan renkli üslubuyla büyük bir                      çocukluk anılarını, basın yaşamını ve
              okur kitlesinin ilgi odağı hâline geldi.                     İstanbul’un günlük yaşayışını anlattı.


                                                                           “Şehir Mektupları, Gülüp Ağladıklarım,
              Roman, hikâye, anı, makale, fıkra, söy-                      Muharrir Bu Ya” fıkra ve sohbet türünde
              leyişi ve şiir türlerinde eserler verdi.
                                                                           yazdığı eserleridir.


          Bu görselde, başlıktaki noktalı alana aşağıdakilerden hangisi yazılmalıdır?
          A) HAŞİM        B) HAMDİ TANPINAR         C) RASİM        D) MİTHAT EFENDi        E) KABAKLI




       8                                        İKİ FARKLI FIKRA TÜRÜ


            Fıkra, gazete fıkraları ve küçük hikâye niteliğindeki mizahi fıkralar olmak üzere iki türlüdür. Farklı dil ve anlatım özelliği
            olan bu iki tür, birbiriyle karıştırılmamalıdır.

                GAZETE ÇEVRESİNDE GELİŞEN FIKRA TÜRÜ                    NÜKTELİ - MİZAHİ FIKRALAR
            Genellikle güncel konuların kısa, yalın ve akıcı bir üslupla   Bir devrin, bir insanın, belli bir zaman ya da sınıfın özel-
            aktarıldığı metinlerdir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itiba-  liklerini; sosyal, siyasi vb. yönlerden ele alan metinler-
            ren ülkemizde de örnekleri verilmeye başlanan bu türde,   dir. Başlıca özellikleri hareketli, ilgi çekici olması; savu-
            başlangıçta sadece sosyal ve siyasi konular ele alınırken   nulacak düşünceyi güldürü barındıracak şekilde nükteli
            zaman içinde türün sınırları genişletilmiştir. Bugün sanat-  bir biçimde anlatmasıdır. Türk toplumunda mizahi fık-
            tan spora, ekonomiden siyasete kadar toplumun bütün   ralar; genellikle şahıs, topluluk ve yöreler ile özdeşleş-
            sorunlarını dile getiren bir tür hâline gelmiştir.  miştir.


          Buna göre aşağıdakilerden hangisi ikinci metinde anlatılan türü örneklendirmektedir?
          A)  Fıtraten gülünç olanlar tam mânasıyla mizah yapamaz. Mizah gülünç olmak değil, gülünç olanı görmek ve onu zarifâ-
             ne anlatmaktır. Kendi gülünç olanın evvelâ kendini görmesi, kendine gülmesi, kendine güldürmesi lâzım gelir ki böyle
             biri daha hiçbir diyarda çıkmadı.
          B)  Yolumun üzerinde her sabah tesadüf ettiğim bir dilenci var. Bu zeki çehreli adam, yoklama defteri imzalamaya mahkûm
             bir kalem efendisi intizamıyla her gün tam saat altıyı kırk geçe köşesine gelir ve tam saat ona kadar da bir tek söz
             söylemeksizin sırf gözlerinin derin elemi ve edasının sessiz ifadesiyle gelip geçenlerin merhametini avlar.
          C)  Türk çocukları ve gençleri için okunması gerekli kitapların bir listesini çıkarmak üzere son aylarda MEB’in, bir araştır-
             ma yaptığını duyduk. Böyle bir listenin ilk ve ortaöğretim öğrencileri dikkate alınarak hazırlanacağını tahmin ediyorum.
          D)  Çok uzun yoldan geliyorsun. Büyük ümitlerle yola çıktın. Amma her adımının sonu boşa yorgunluk, her zaferinin
             meyvesi acı bir hezimet oldu. Dönüp de arkana bir bak... Taş devrinden mağaralardan başka birşey göremiyorsun. Ya
             önünde? Önünde ne var?
          E)  Adamın biri otele gelip şöyle der: “Burada bir gece kalmak istiyorum fakat oda istemiyorum. Otel çalışanı “Oda istemi-
             yor musunuz?” diye sorar. Adam: “Hayır, ben uyurgezerim. Uzun bir koridorunuz varsa mesele yoktur. Sabaha kadar
             dolaşır, dururum.”

        96    Markaj Yayınları / 11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı
                                         MARKAJ YAYINLARI
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102