Page 14 - 10. SINIF TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI BECERİ TEMELLİ SORU BANKASI - GİRİŞ YAYINLARI
P. 14
5. Ünite: Roman
Türk Edebiyatında Roman BECERI TEMELLI TEST 2
1
I. Sabaha karşı Beyrut göründü. İskelelere uğramak şartiyle en çoğu bir haftada alınan bu yolu, kereste yüklü, şilep
bozması, küçük, köhne vapur- dosdoğru geldiği halde- ancak on günde, güç belâ aşabilmişti. Ege Denizi’nde mevsim
fırtınalarını yerken Hilmi Efendi, bir aralık ümide kapıldı, “Galiba batacağız, diyordu, kurtulacağım!” fakat aksi gibi,
Rodos önlerinde rüzgâr düştü; Kıbrıs açıklarında ise ılık bir bahar havası başladı; etrafa hoş ve olgun bir koku, yeni
kesilmiş geçkince bir karpuz kokusu yayıldı.
II. Mücevherat gibi zevâitten başlayan bu israfat bir yıl zarfında ayda on on beş bin kuruştan ziyâde irat getiren akaratı
bitirdikten sonra haneye ve tetümmatına ve hatta cariyelere dahi sirayet ederek ömrünü refâhiyyet-i kanaatkârenin en
âlâsı denilecek bir hâl içinde imrâr eden hanımefendi (…) bir iki eski oda döşemesi, birkaç kırık çürük sahan, tencere
ile (…) sürünerek, dikişle, nakışla geçinmeye (…) mecbur olmuş idi.
III. Sakarya ve ordu hayatı bana roman yazmayı unutturmuş, beni almış götürmüştü. Sakarya arkadaşlarımın basit, fakat
GİRİŞ YAYINLARI
ilahî meşakkatlerini ben de onlar kadar sâde görüyor, Türk gençliğinin şâheserini bütün güneş ve gölgesi içinde yaşa-
mak saadetini kâfi addediyordum. Ankara’ya uzun bir izinle döndüğüm günlerde birdenbire pek eski zamanların roman
yazmak hummasına tutuldum.
IV. Kiliseye girdim, ben kilise güzelliklerinden anlamam. Yalnız serin ve loştu. Azıcık da günlükle karışık bir küf kokuyordu.
Dalgın ve hatta aptal, bir köşede dururken loşluk içinde kaldığı için tülünden yüzünü fark edemediğim siyahlı bir kadın
bana doğru geldi. Dışarıdaki ince siyahlı kadındı. Vakur, kibar ve pek iyi giyiniyor. Tam yanıma gelince elini uzattı. Bir
Türk Türkçesiyle “Siz burada ne geziniyorsunuz, Refik Bey?” dedi.
V. İnebolu deresinin taşlıkları ve iki tarafı, gece başka bir dünya oluyordu. Kağnı halkaları içinde toplanan
köy kadınları, kızlar, çocuklar ve ihtiyar erkekler uzun yollara karşı kuvvet biriktirmek için dinlenirlerdi. Yıl-
dız’la Beybaba, kafesli hanayın sedirinden onları seyrederek, seslerine kulak verirlerdi. Kâh Beybaba coşardı:
— Şu millî cidal içinde köy kadını başlı başına bir tarih ve bir şâheser yaratıyor.
Numaralandırılan roman parçaları, içerik ve üslup özellikleri bakımından değerlendirilirse hangisinin Millî Ede-
biyat Dönemi’nde yazıldığı söylenemez?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2
Halide Edip Adıvar’ın eserleri üç dönemde ele alınabilir. Bunlardan ilki Seviye
Talip, Handan ve Kalp Ağrısı gibi daha çok ------------------ incelediği eser-
lerdir. Bu dönem eserlerinde özellikle psikolojik tahliller ön plandadır. İkinci
dönem ----------------- işlediği Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye gibi eser-
lerini yazdığı dönemdir. Bu dönem eserlerinde millî duygular ön plandadır.
Üçüncü dönem ise ------------------ konulara yöneldiği ve bu anlayışla Sinekli
Bakkal, Tatarcık ve Sonsuz Panayır gibi romanları yazdığı dönem olarak
kabul edilir.
Halide Edip Adıvar
Görselde verilen parçada boş bırakılan yerlere konu bütünlüğünün sağlanması açısından aşağıdakilerden han-
gileri sırasıyla getirilmelidir?
A) toplumsal konuları ve kadın psikolojisini - Millî Mücadele yıllarını - Kurtuluş Savaşı sonrasında bireysel
B) bireysel konuları ve toplum psikolojisini - Osmanlı’nın son yıllarını - Kurtuluş Savaşı sırasında toplumsal ve bireysel
C) toplumsal konuları ve halkın psikolojisini - Kurtuluş Savaşı yıllarını - Millî Mücadele sonrasında bireysel
D) bireysel konuları ve kadın psikolojisini - Millî Mücadele Yıllarını - Kurtuluş Savaşı sonrasında toplumsal ve sosyal
E) bireysel konuları ve toplum psikolojisini - Millî Mücadele yıllarını - I. Dünya Savaşı sırasında toplumsal ve sosyal
Giriş Yayınları / 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 45