Page 10 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DİN HİZMETLERİ SINIFI VAİZ KONU ANLATIMLI - DATA YAYINLARI
P. 10

DİNİ VE MESLEKİ GENEL                                                   7.


                                        KÜLTÜR                                          ÜNİTE








                                                            a . İnanılacak Hususlar Açısından İman
                   İMAN ESASLARI, BİREYSEL VE
                       TOPLUMSAL BOYUTU                     1. İcmâlî İman: İnanılacak şeylere kısaca ve toptan
                                                            inanmak demektir. İmanın en özlü ve en kısa şekli olan
             Akaid, akd kökünden türetilmiş olan akîde kelimesinin   iman, tevhit ve şahadet kelimelerinde özetlenmiştir.
            DATA YAYINLARI
             çoğuludur.  Akîde,  sözlükte  “gönülden  bağlanılan,   İmanın ilk derecesi ve İslâm’ın direği budur. Aslında
             düğüm atmışçasına sağlam inanılan şey” demektir. Dinî   Allah’ın elçisini tasdik etmek, getirdiği bütün hükümleri
             literatürde akîde, “inanılması zorunlu olan ilke” (iman   tasdik etmek demektir.
             esası), çoğulu olan akaid kelimesi ise “İslâm dininde   2. Tafsîlî İman: İnanılacak şeylerin her birine, açık ve
             inanılması farz olan hususlar, iman esasları, dinin temel   geniş şekilde, ayrıntılı olarak inanmaya tafsili iman
             kural ve hükümleri” anlamına gelmektedir. Buna göre,   denir. Üç derecede incelenir.
             dinin temel kural ve hükümlerini oluşturan iman esasla-  Ɖ   Allah’a,  Hz.  Muhammed’in  onun  peygamberi  oldu-
             rından bahseden ilme de akaid ilmi denir.        ğuna ve ahiret gününe inanmaktır.
             İslâm akaidinin ilk ve en önemli kaynağı Kur’ân-ı Kerîm,   Ɖ   Allah’a,  meleklerine,  kitaplarına,  peygamberlerine,
             daha sonra da sahih hadislerdir.                 âhiret gününe, öldükten sonra tekrar dirilmeye, cen-
                                                              net ve cehennemin, sevap ve azabın varlığına, kaza
             İslâm  akaidini  oluşturan  esaslar,  hem  kesin  delile   ve kadere ayrı ayrı inanmaktır. Âmentü ile ifade edi-
             dayanmaktadır hem de apaçıktır. Zamana, mekâna, fert   len prensiplerdir.62
             ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bu hükümler
             bir bütün teşkil edip, bölünme kabul etmezler. Yani bir   Ɖ   Hz.  Peygamberin  Allah  katından  getirdiği  ve  bize
             kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu   kadar tevatür yoluyla gelen bütün haberleri ve hüküm-
                                                              leri tasdik etmektir.
             olamaz.
             İmanın Mahiyeti:                               b . Bilinçli Olup Olmaması Yönüyle İman
             İman sözlükte, bir kişiyi söylediği sözde tasdik etmek,   1. Taklîdî İman: Delillere dayalı olmaksızın sadece çev-
             doğrulamak, söylediğini kabullenmek, gönül huzuru ile   renin telkini ile vücut bulan, kişinin İslâm toplumunda
             benimsemek, karşısındakine güven vermek, güvenlikte   büyümüş  olmasının  tabii  sonucu  olarak  oluşan  bir
             olmak,  şüpheye  yer  vermeyecek  biçimde  içten  ve   imandır.
             yürekten inanmak” anlamlarına gelir.
                                                            2. Tahkîkî İman: Delillerle, bilgiye araştırma ve kavra-
             Terim olarak ise, “Hz. Peygamber’i Allah Teâlâ’dan getir-  maya dayalı imandır. Asıl olan böyle bir imana sahip
             diği kesin olarak bilinen hükümlerde (zarûrât-ı dîniyye)   olmaktır.
             tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz
             kabul edip bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden   c . İmanın Artması ve Eksilmesi
             inanmak”  demektir.  Buna  göre,  imanın  özü  kalbin
             tasdikidir.                                    İman, inanılması gereken esaslar açısından artmaz ve
                                                            eksilmez.  Bunlardan  biri  inkar  edilse  iman  edilmiş
             1 . İmanın Bireysel Boyutu                     olmaz. Meselâ meleklere inanmasa veya namazın farz
                                                            yahut adam öldürmenin haram oluşunu inkâr etse, iman
             İman inanılacak şeyleri tasdikten ibarettir, yani kalpte,   etmiş sayılmaz. Bu durumda iman gerçekleşmediğinden
             gönülde ve zihinde oluşur. İkrar olarak izhar edilmediği   artması ve eksilmesi söz konusu olamaz.
             takdirde kişiye has mahiyettedir ve diğer insanlar tara-
             fından  bilinemez.  Bununla  beraber,  sırf  kalpte  olan   Ancak iman güçlü veya zayıf olabilir. Kiminin imanı tam
             haliyle de yani ikrar edilmese de makbul ve geçerlidir.   anlamıyla içine sinmiş ve kuvvetli iken, kimininki işitme
             Ancak inanan kişinin sosyal ve hukuki planda Müslüman   ve düşünmeye bağlı bilgi ve inanç seviyesinde kalmıştır.
             muamelesi görmesi imanın izharıyla, telaffuz ve ifade-  Bu tür farklılıkların bulunduğu yine ayetle sabittir.63
             siyle (ikrar) mümkündür.                       d. İmanın Geçerli Olmasının Şartları:
                                                            Ɖ   İmanın dünyada hür iradeye dayalı bir tercih olması,
                                                              ye’s halinde gerçekleşmemiş olması gerekir.
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15