Page 14 - tyt-milli-savunma-soru-22
P. 14

48                                                                               PARAGRAF
             11 Son yıllarda her yerde sıklıkla rastlamaya başladığımız bir kelime “fütürizm”. İngilizcede “gelecek” anlamına
                gelen “future” kelimesinden türetilen bu kavrama kısaca “gelecekçilik” demek mümkün. İlk kez 1900’lerde,
                Sanayi Devrimi başlarında bir sanat akımı olarak doğan fütürizm, dönemin radikal değişimlerine tepki ola-
                rak İtalya’da ortaya çıkmış. Dönemin fütüristlerinin yayımladığı manifestoda yer alan kavramlar zaman içinde
                bugünkü şeklini alıp yaygınlaşmış. Fütürizm, yalnızca geleceğe odaklanan bir yaklaşım ve düşünce biçimi değil,
                aynı zamanda gelecekle ilgili çalışmaları disipline etmeye çalışan önemli bir sistem. Fütürizme göre gelecek,
                pasif bir şekilde kabul ettiğimiz ya da kendimizi doğrudan içinde bulduğumuz bir yapıyı temsil etmiyor. Aksine,
                geleceğin aktif bir şekilde dâhil olarak yapılandırdığımız ve üretimlerimizle katkıda bulunduğumuz değişken
                bir süreç olduğu savunuluyor. Başka bir deyişle fütürizm, ideal yarınlar için bugünden karar almaya ve eyleme
                geçmeye yardımcı olan çalışmalar bütünüdür.
                Bu parçaya göre fütürizm düşüncesini aşağıdakilerden hangisi tam olarak karşılar?
                A)  Kendimizi doğrudan içinde bulduğumuz bir süreç
                B)  Geleceğe odaklanan bir yaklaşım ve düşünce biçimi
                C)  Geleceğin pasif olduğunu kabul ettiğimiz bir yapı
                D)  Yarınları disipline etmeye çalışan bir sistem

                E)  Mükemmel yarınlar için bugünden harekete geçilen çalışmalar bütünü






























             12 Dilimizi yazılı konuşmaya henüz alışmamışız. Yazıyı, yazmayı bir insani edim olarak kendimize mal etmemiş
                bir toplumuz. Çok insan bilirim, konuşurken bülbül kesilir. Söze verdiği önem, sağladığı içerik, iletme ve anlatı
                biçimi, kurgusu hayranlık uyandırır. Fakat “Lütfen bunları yazınız.” dediğinizde bütün büyü bozulur. Ağzı laf yapar
                ama eli kalem tutmaz bizim insanımızın. Yaşamı derinden kavramış, yaşadığı günleri, olayları ölçüştürerek
                belleğe yerleştirmiş, bir ömür boyu çoklarına ders olabilecek, çokları için ibret alınabilecek deneyim ve birikim
                sahibi nice insan bilirim. Anlatmışlar fakat tek satır yazmadan aramızdan göçüp gitmişlerdir.

                Bu parçada eleştirilen durum aşağıdakilerden hangisidir?
                A)  Konuşarak anlattığımız şeyleri yazıya dökemeyişimiz
                B)  Konuşmayı çok seven bir toplum oluşumuz
                C)  Yazı yazmayı çok önemsemeyişimiz
                D)  Yazı yazma tekniklerin bilmeyişimiz

                E)  Yazıyı bir iletişim şekli olarak görmeyişimiz

                                        EDİTÖR YAYINEVİ
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19