Page 12 - tyt-milli-savunma-soru-22
P. 12
40 PARAGRAF
7 Muhabir:
(I) ----
Şair:
— Yok canım, şimdi ancak kazanıyorum, o da az. Bir yayınevi ile anlaşma yaptık, onlar kitapları basacaklar,
masrafları ödeyecekler. Avucumla su içerdim ben. Mesela yılbaşı eğlencelerine gitmezdim. İmkânlarım
yoktu. Elektriği, suyu olmayan evlerde yaşadım zaman zaman. Çengelköy’den karşıya geçecek param
olmazdı. Hatta bir kere biri sordu, sen nasıl geçiniyorsun, dedi. Vallaha zor oluyor dedim.
Muhabir:
(II) ----
Şair:
— İçinde bulunduğum toplumla kapışan bir adamım ben. Türk edebiyatındaki bütün büyük yazarlar büyük
aileye mensuptur. Tevfik Fikret’in Abdülhamit’e verdiği altı ya da sekiz tane şiiri vardır, buyur; benim kaba-
hatim ne burada? Biz parasız yatılıyız. Sokak çocuğuyuz. Ağzımızın bozukluğu oradan geliyor. Deli kabul
edilmişliğimiz oradan geliyor. Her şeye karşıyım. İki tekke vardı benim gençliğimde. Bir Doğu tekkesi, Kemal
Tahir’in... Bir de Batı tekkesi Sabahattin Eyüboğlu’nun... Biz ikisine de gitmedik. Eyüboğlu benim için “Şiiri
rahat bıraksın.” demiş. Bırakır mıyım?
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilen sorular getirilmelidir?
A) (I) Şiirlerinizi yazarken ekonomik bir kaygı güttünüz mü?
(II) Şiir anlayışınızda topluma karşı çıkma hep ön planda mıydı?
B) (I) Şiirden para hiç kazanmadınız mı?
(II) Şiir dilinizi ve aykırı şekilde algılanmanızı neye bağlıyorsunuz?
C) (I) Şairlerin çoğu şiirden çok gelir elde etti, ya siz?
(II) Sıradan biri olmak şiiri ana çizgisinden çıkarmak için yeterli mi?
D) (I) Şiir yazmak ekonomik olarak size ne kadar kazandırdı?
(II) Büyük ve köklü bir aileden gelmemeniz sizin için sorun oluşturdu mu?
E) (I) Şairliğin bir de ekonomik yönü var, siz nasıl kazandınız bu alanda?
(II) Zengin bir aileye sahip olmamak sizi şiirde asi olmaya mı zorladı?
8
I. Kişilerin kendini arkadaş grubuna, okuluna veya dâhil olabileceği başka başka topluluklara ait gibi hisset-
memesinin birçok nedeni vardır. Aidiyet, neredeyse yeme ihtiyacı kadar zorlayıcı olabilir. Bu, neredeyse
herkesin dâhil olmak isteyeceği ve bir aidiyet duygusu hissedeceği anlamına gelmektedir.
II. Gençler, öğretmenler tarafından sevildiklerini ve ilgilenildiklerini hissettiklerinde ve öğretmenlerinin sevimli
ve adil olduğunu düşündüklerinde, onların okula aidiyet duygularını bildirme olasılıkları daha yüksektir.
Okulda kendilerini destekleyen ebeveynleri olan, çocuklarıyla okul hakkında olumlu sohbetler yapan, çocuk-
larının eğitimine ilgi duyan ebeveyne sahip gençlerin de yüksek düzeyde okula aidiyet hissettikleri görül-
müştür. Ebeveynlerin ayrıca, çocuklarının okula düzenli devam etmelerine ve okul tarafından onaylanmış
etkinliklere katılmalarına yardımcı olmada oynayacakları bir rol vardır, bu da çocukların okul hakkında iyi
hisleri olmasına yardımcı olmaktadır.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Her iki parçada da aynı konu farklı açılardan ele alınmıştır.
B) I. parçada konu genel hatlarıyla anlatılmaya çalışılmıştır.
C) I. parçada II. parçada verilen konu ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
D) II. parçada I. parçada verilen olgu örneklerle anlatılmıştır.
E) II. parçada olgunun nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi verilmiştir.
EDİTÖR YAYINEVİ