Page 509 - 4-sinif-vip-tum-dersler-konu-anlatimli-22
P. 509

FREE TIME                                                                       UNIT 4    509


            EXPRESSING LIKES AND DISLIKES


                Sevdiğimiz, hoşlandığımız şeylerden bahsederken “like (sevmek)”; sevmediğimiz, hoşlan-
               madığımız şeylerden bahsederken ise “dislike (sevmemek)” kelimesini kullanırız. Burada

               dikkat edilmesi gereken nokta bu kelimelerden sonra gelen iş, oluş, eylem bildiren
               kelimelere “-ing” eki getirilmesi gerektiğidir.


            ̛    Examples:

            Ő   I like reading comics. (Çizgi roman okumayı severim.)

            Ő   I like planting trees. (Ağaç dikmeyi severim.)

            Ő   I dislike flying a kite. (Uçurtma uçurmayı sevmem.)

            Ő   I dislike coloring books. (Kitap boyamayı sevmem.)


                Birine bir şeyi sevip sevmediğini sorarken “Do you like  ? (   sever misin?)” soru ka-
               lıbını kullanırız. Bu soruya olumlu cevap verirken “Yes, I do. (Evet, severim.)”, olumsuz

               cevap verirken ise “No, I don’t. (Hayır, sevmem.)” ifadelerini kullanırız.


            ̛    Examples:

            Ő   Oscar: Do you like drawing pictures? (Resim çizmeyi sever misin?)
                Lillian: Yes, I do. (Evet, severim.) / No, I don’t. (Hayır, sevmem.)

            Ő   Vicky: Do you like watching cartoons? (Çizgi film izlemeyi sever misin?)
                Murat: Yes, I do. (Evet, severim.) / No, I don’t. (Hayır, sevmem.)

            ASKING FOR CLARIFICATION


                Karşımızdaki kişinin ne söylediğini anlamadığımızda söylediği şeyi tekrar etmesini
               istemek için “Can you say that again, please? (Tekrar söyleyebilir misin, lütfen?)”,

               “Say that again, please. (Tekrar söyle, lütfen.)”, “Pardon me? (Efendim?)” ve “Slowly,
               please. (Daha yavaş, lütfen.)” ifadelerini kullanabiliriz.


            ̛    Examples:

            Ő   Wanda: Do you like playing basketball? (Basketbol oynamayı sever misin?)
                Arthur: Can you say that again, please? (Tekrar söyleyebilir misin, lütfen?)

                Wanda: Do you like playing basketball, Arthur? (Basketbol oynamayı sever misin,
               Arthur?)


            Ő   William: Do you like playing chess? (Satranç oynamayı sever misin?)
                Becky: Pardon me? (Efendim?)

                William: Do you like playing chess? (Satranç oynamayı sever misin?)


                                        EDİTÖR YAYINEVİ
   504   505   506   507   508   509   510   511   512   513   514