Page 37 - 8-sinif-vip-tum-dersler-soru-bankasi-22
P. 37

PARÇADA ANLAM - 2 (DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI)                        11. BÖLÜM  –  4. TEST  261

           Benzetme (Teşbih): İki kavram veya varlıktan özelliği zayıf olanı özelliği güçlü olana benzetmek-
           tir.
           Sayısal Verilerden Yararlanma: Düşüncenin kanıtlanabilmesi için istatiksel bilgilerden, anket-
           lerden veya grafiklerden yararlanılmasıdır.

           Tanık Gösterme (Alıntı Yapma): Yazarın, savunduğu düşüncenin doğruluğuna okuyucuyu
           inandırabilmek için tanınan ve görüşlere itibar edilen kişilerin sözlerinden alıntı yapılmasına denir.



          1.   Bir atasözümüz “İşleyen demir ışıldar” der. Mesela demir parçasını bir köşeye attığımız zaman nasıl paslanır
              ve işe yaramaz hâle gelirse yerinde duran bir insanın da bu paslanmış demirden farkı yoktur. Zekâdan çok,
              çalışmaya ihtiyacımız vardır. Çalışmakla her türlü engeli aşabiliriz. Atatürk “Yalnız tek şeye ihtiyacımız var,
              çalışkan olmak.” demiştir.

              Bu parçada yazar düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerin hangisine başvurmamıştır?
              A) Örneklendirme                              B) Tanık göstermeye

              C) Sayısal verilerden yararlanmaya            D) Benzetmeye




          2.   Bir yere ait olma/olmama hissini karşılayan ne çok sözcük var: Tanıdık, yabancı, ev sahibi, göçmen, sakin,
              yerleşik, seyyar, misafir, ziyaretçi, sürgün, kaçak, mülteci… “Aidiyet/aidiyetsizlik” hissi, her dilde sayısız
              sözcük ve ifadeyle karşılanır. Örneğin, İngilizcede foreigner, stranger, outlander, alien, bazı küçük farkları
              olsa da sözlükte genel anlamda “yabancı” ifadesini karşılaştırmaktadır. Toprağa/ülkeye aidiyet açısından
              bakarsak Türkçede de İngilizcede de Almancada da (ve kim bilir daha ne kadar dilde) “ana vatan” diye bir
              tabir vardır. Toprak; anneyle özdeşleştirilir, bireyi en çok etkileyen aile ferdiyle... Dolayısıyla, uzun yıllarını
              geçirdikleri, kendinden bir parça buldukları herhangi bir topraktan uzaklaşan kişiler, geriye dönük bir özlem,
              bir “sıla hasreti” çekerler.
              Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

              A) Düşünce örneklerle zenginleştirilmiştir.      B) Tanımlamalara başvurulmuştur.
              C) Kavramlar olumsuzu ile birlikte verilmiştir.     D) Açıklama yöntemi ağır basmaktadır.




          3.   Benzetme: Anlatımı kuvvetlendirmek için aralarında değişik yönlerden ilgi bulunan iki şeyden zayıf olanın
              kuvvetli olana benzetilmesidir.
              Aşağıdaki seçeneklerden hangisi bu anlatım biçimine uygun olarak yazılmıştır?
              A)  Bacada rüzgâr uğul uğuldu. Çocuk epey korktu. Çayın buharı ve sıcak reçine kokusu dolmuştu odanın
                 içine. Odunlar yanmaya, oda ılımaya başlayınca çocuk da ısındı. Pencereden dışarıya vuran ışıktan
                 düşen karlar, kelebekler gibi görünüyordu.
              B)  Bazı bilim insanları yanlışı anlaşılmaz bir Tükçe ile yazıyorlar. Hem de edebiyatçı olmadıklarını ileri
                 sürerek hoş görülmek isteniyorlar. Bizim onlardan isteğimiz, duygu ve düşüncelerini düzgün bir dille yaz-
                 malarıdır. Bunun için edebiyatçı olmaya gerek yok. Sadece bilim insanı değil, herkes ana dilini yanlışsız
                 kullanacak ölçüde bilmelidir bence.
              C)  Bizim oralara göre terk edilmiş görünen bu kıyı kasabasına sığınmıştım. Kendimi burada özgür hissedi-
                 yordum. Tanıyan kimse yoktu bu da bana iyi geliyordu. Aslında çok kalmayacaktım.
              D)  Terimler okuyucu ile yazar arasında anlaşma ortaklığı kurar. Bu yönden yazıyı sapmalardan, yerinde
                 olmayan gereksiz tanımlamalardan kurtarır. Böylece yazı daha etkili ve inandırıcı bilimsel bir niteliğe
                 dönüşür.
                                        EDİTÖR YAYINEVİ
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42