Page 14 - 10_tum_dersler_beceri_temelli
P. 14
test 07
18 Beceri Temelli Yeni Nesil Sorular HİKÂYE
8. 9.
TÜRK EDEBİYATINDA HİKÂYENİN GELİŞİMİ, OLAY HİKÂYECİLİĞİ
EDİTÖR YAYINEVİ
Feridun yaklaşık on sene önce Mısır’dan Selanik’e dönerken Hazırlayan
gemisi bir limana demir atar. Yolculardan kılıksız bir Yahudi, Muhammet
güvertede her şeyden habersiz eşyalarıyla ilgilenirken vincin TURNA
altına girer ve tam o anda demir kancadan kurtulan iri denk Ya- 8 MART SAAT: 19.30 Atatürk Kültür Merkezi
hudi’nin başını hedef alır. Feridun, inanılmaz bir çeviklikle Yahu-
di’yi ölümden kurtarır. Hayatını kurtarması karşılığında Yahudi Konuşmacı sunumunda kısa olay hikâyeleri de anlatarak örnekler ver-
ona tıraş fırçalarından birini ayırır ve bunun değerli olduğunu, miştir.
kıymetini bilmesini, atmamasını ve zamanında işine yarayaca- Buna göre aşağıdaki hikâyelerden hangisi Muhammet Bey’in an-
ğını söyler. Uzun bir savaş döneminden sonra İstanbul’a dönüp lattığı hikâyelere örnek gösterilemez?
yarı sakat, işsiz parasız kalınca Feridun’un aklına bu hediye ge-
lir. Çarşıdaki kuyumcuların önünde iki saat dolaştıktan sonra en A) Büyük, geniş bir yoldan geçiyorduk. Kenarda, yıkılmış bir duvarın
nihayet ufak bir dükkâna girip tıraş fırçasının değerini sorar. Ku- temelleri vardı. Birden bire karşıdan iri, kara, bir köpek çıktı. Koşarak
yumcuya göre bu fırça her yerde bulunabilen, çok ucuz ve beş geliyordu. Arkasından birkaç adam kalın sopalarla kovalıyorlardı. Bize:
paralık değeri olmayan bir fırçadır. Hayal kırıklığına uğrayan ve Kaçınız, kaçınız; ısıracak! diye bağırdılar. Korktuk, şaşırdık, öyle kaldık.
Yahudi tarafından kandırıldığını öğrenen Feridun, sinirle fırçayı B) Padişah bir şey söylemedi perdenin gerisine çekildi. Yağmur durmu-
fırlatır. Fırlattığında fırçanın kemik sapı çatırdar ve maviye yakın Editör Yayınevi yor, daha da şiddetleniyordu. Sokullu’nun işaretiyle altın yaldızlı ko-
bir renkle ışıldayan iki şey görünür. Ertesi gün daha önce gitti- ruyucu mızrakların arasındaki değerli taşlarla süslü saltanat arabası
ği kuyumcuya bir daha giden Feridun alacağı cevap karşısında hareket etti. Sakin ve ıslak vezirler, büyük kavuklarındaki parlak tuğ-
şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktır. ları sallayarak gözleri yerlerde, altın tekerlerin yanı sıra yürüyorlardı.
C) Yarım saat geçince kurbağalar yine ötmeye başladı. Artık korkmuyor-
duk. Bahir Hoca kalkıp havuzun kenarına gidiyor, bir nefeste yine hepsi-
ni susturuyordu. Giderken sevgili nargilesini “Sarhoşsunuz, kırarsınız!”
Yukarıdaki parçada; diye bizim yanımızda bırakmıyordu. Akşama kadar eğlendik.
I. Bir hikâyeden alınmıştır. D) İhtiyar bekçi yolda beyaz köşkün tarihini kısaca anlattı. On senedir
II. Parça anlatım özellikleri dikkate alındığında Çehov tarzı hikâyeye ör- buraya girenler bir aydan ziyade oturamamışlardı. Evvala peri gö-
nek olarak verilebilir. rünüyor, sonra büyük büyük taşlar atıyor, nihayet gelip camları kırıyor,
III. Olayın geçtiği zaman belli belirsizdir. içeridekilere hiç rahat vermiyordu. Kiracılardan ikisinin yüreğine inmiş,
IV. Parçada anlatımın etkileyiciliğini arttırmak için geriye dönüş tekni- üçünün evlatlıkları çarpılmış, birisinin karısı çocuğunu kaybetmişti.
ğinden faydalanılmıştır. E) Neredesin? Ben bir çukurdayım, yok hayır odamdayım. Hani bilirsin
numaralı yargılardan hangilerine ulaşılamaz? her tarafı kelimelerle çevrili odamda. İçimde hep sen, hep başkaları.
Ben diyorum başkaları olmadan, başkalarına tutunmadan, ben be-
A) I ve II B) II ve III C) Yalnız II D) Yalnız III E) I ve IV nimle böyle yapayalnız dışarı adım atamam.