Page 13 - tyt-konsensus-turkce
P. 13
Cümle Anlamı Test - 1
1. Aşağıda verilen yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?
A) Yazdığım eleştiriye kızıp değersizliğimden, sıradanlığımdan, geri kalmışlığımdan, tükenmişliğimden söz eden dostlara
“İyi, hoş da altında ‘o profesör’ün değil de sizin imzanız olsaydı, o eleştiri bu tepkiyi uyandırır mıydı?” türünden bir soru
bile sormayacağım. Ancak, bütün bu dağılmış ve Kara Kitap tutkunlarınca yerden yere vurulmuş parçalarımla, Orhan
Pamuk’un gerçekten çağcıl ve Türkçe bir roman yazmasını dilediğimi söylemek isterim.
B) Filozoflar ideal yani gerçekleştiği takdirde insan doğasına ve insanın temel amaçlarına en uygun düşeceğini düşün-
dükleri bir toplumun peşindedirler ve bu insanların çoğu, kendi gerçek amaçları, gerçek özleri hakkında gerçek bir
EDİTÖR YAYINEVİ
bilgiye sahip olmadıkları için kusurlu toplum düzenleri içinde yaşadıklarından bu gerçek bilgiye sahip olanlar, yalnızca
filozoflar ve peygamberlerdir.
C) Orhan Pamuk’un yapıtlarını göklere çıkaran ünlü eleştirmenlerimize, özellikle de şu son aylarda aynı yazarın Kara
Kitap adlı romanı konusunda yazılanlara biraz olsun değer veriyorsanız, bu “Kötü bir yazar iyi bir romancı olabilir mi?”
sorusunu “Evet, bazı bazı”, “Evet, neden olmasın?” ya da “Evet, olabilir; hatta iyi romancı olabilmek için önce kötü ya-
zar olmak gerekir!” biçiminde yanıtlamanız gerekir çünkü kimi yazarlarımızın öve öve bitiremedikleri bu kitabı alıcı bir
gözle okumayı denerseniz, kötü çevirileri bile gölgede bırakan hantal anlatımı, tekdüze ve topal tümceleri, günümüz
Türkçesinin çok gerilerinde kalmış sözcük dağarcığı, sıradan imgeleri karşısında, böyle bir kitabın yazarını “iyi yazar”
olarak nitelemenin olanaksız olduğunu görürsünüz.
D) Mezhepler bakımından karışık bir bileşimi olan bir ülkenin mesleki istatistiklerine göz atıldığında, çarpıcı bir sıklıkla,’
birçok kereler Katolik basınında ve edebiyatında ayrıca Almanya’nın Katolik kongrelerinde canlı tartışmalara yol açan
“Sermaye sahipleri ve işverenler, hatta işçi sınıfının eğitim görmüş yüksek tabakası, özellikle çağdaş işkollarında yük-
sek düzeyde teknik ya da ticari eğitim görmüş personel, Protestan özellikleri taşır.” şeklinde bir görünüş ortaya çıkar.
E) Baden’de, Bavyera’da ve Macaristan’da, Protestan ailelerin tersine Katolik ailelerin çocuklarına verdikleri yüksek dü-
zeydeki eğitim arasındaki fark Katoliklerin, öğrenciler ve “yüksek” okul mezunları içindeki oranlarının bütün nüfus
içinde hesaba katılacak oranda olmaması, büyük ölçüde, sözü edilen zenginlik farklarının devralınmasıyla açıklan-
maktadır.
2.
I. Yaşamımızı ölüm kaygısıyla, ölümümüzü de yaşama kaygısıyla bulandırıyordu.
II. Kaygı, bugünün faresinin, yarının peynirini bitirdiği günleri kara kara düşünmesidir.
III. Korku, kaygı ve üzüntüyü yok etmek meselelere bakış açımızı değiştirmekle olur.
IV. Kaygı, yarının acısına bugünden üzülmeye başlamaktır.
V. Ne denli az şeyiniz kalırsa kaygılanacak o kadar az şeyiniz olur.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV E) IV ve V
Cümle Anlamı Bir anlamın farklı kalıplarda görünmesi: Cümle anlamın kabıdır, kalıbıdır.
Cümle: Yargı bildiren sözlere cümle denir. Anlam cümlenin içeriğidir. Aynı anlam değişik kalıplarda görünebilir. Yani iki
Cümle anlamı: Dil bir anlaşma aracıdır ve her cümle bir anlam aktarmak için farklı cümle aynı anlamı karşılayabilir:
kurgulanmıştır. Cümlenin anlattıklarına cümle anlamı denir.
Açık-kapalı cümle: Cümlenin anlamı ya açık, anlaşılırdır ya da kapalı, örtü- Şair eserlerinde yaşamın zorluklarını yansıtıyor.
lüdür. Sanatçı şiirlerinde hayatın güç yanlarını işliyor.
Çok şaşırdım (açık, anlaşılır)
Başımdan kaynar sular döküldü (kapalı, örtülü) Yukarıdaki iki cümle aynı anlamı içerir.
39