Page 15 - fen-ve-muhendislik-bilimleri-icin-meslek-etigi
P. 15
Meslek Etiği 21
2 Bir ülkenin geleceği ve ilerlemesi sağlam kalelere, güzel binalara
ETİKSEL YOZLAŞMA
ve milli gelirine değil, o insanların ahlaki değerlerine bağlıdır.
Martin Luther King (1929-1968)
2.1. Giriş
Yozlaşma yani dejenerasyon, ahlak başta olmak üzere dil, din, kültür, ticaret,
siyaset, tarih, aile ve namus kavramını, evrensel insani ilkelerden uzak, maddi güç
ve egoist şekilde hiçbir kural tanımadan yaşamaktır. Bu anlayış aynı zamanda
sürekli ben ukalalığını yücelten bir yapıdır. Özetlenen yozlaşma, her toplumda önce
din ve ırk kültürünün içerisini sulandırılarak başlarken, diğer alanlara yayılması şu
şekilde gelişmektedir [2]. Tüm zamanlarda ve tüm mekanlarda; bütün uygarlıkların
sözlüklerinde var olan “yozlaşma”, taş yazıtlardan günümüz gazetelerine uzanan,
derinliğini ve genişliğini hala tartıştığımız ama varlığından emin olduğumuz bir
kavramdır [10].
Türk Dil Kurumuna göre yozlaşma; “Özündeki iyi nitelikleri birtakım dış
etkenlerle zamanla yitirmek, bozulmak, soysuzlaşmak, doğasındaki iyi nitelikleri
sonradan yitirmek.” Bir başka tanımda da “bir şeyin, manevi anlamda değer
yargılarını, özelliklerini ve niteliklerini yitirmesi, bozulması, dejenere olması ve
özünden uzaklaşması”dır, denmektedir.
Tarı’ya (2006) göre, yozlaşma kavramı, kişisel çıkar elde etme amaçlı olarak
ekonomik ve toplumsal imkanların veya kamu otoritesinin kötüye kullanılmasını ifade
eden bir kavram olup, ekonomik, siyasal ve sosyal sistemin işlerliğini kısmen ya da
tamamen yitirmesine neden olacak yasadışı ve/veya etik olmayan eylemler
bütünüdür. Yolsuzluk konusu neredeyse insanlık tarihi kadar eski olan bir konudur.
Tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde yolsuzluklarla karşılaşılmıştır.
Modern Toplum öncesi dönemlerde Hammurabi Kanunları (The Code of
Hammurabi), Musa Yasası (Mosaic Law) ve Konfüçyüs İlkeleri (Confucian
Principles) gibi kanun ve prensipler kamu görevlilerinin kabul edilebilir ve kabul
edilemez davranışlarına ilişkin kuralları, yasaklamaları anlatmaktadır. Dante’nin,
yedi yüz yıl önce, rüşvetçilerin cehennemin en derinini hak ettiklerini söylemesi Orta
Çağ’da yolsuz davranışlara duyulan nefreti yansıtmış; Shakespeare bazı
oyunlarında yolsuzluğa yer vererek bu konudaki rahatsızlığını dile getirmiştir [30].
Kızılçelik ve Erjem’e (1994) göre, sosyolojik bir terim olarak yozlaşma, bir
sosyal grubun veya toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamlılığını sağlamak
ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul
edilen; onların ortak duygu, düşünce, amaç ve menfaatini yansıtan genelleştirilmiş
temel ahlaki ilke veya inançların bozulması, özünü kaybetmesi olarak
tanımlanmaktadır [31].
Toplumları ayakta tutan, onların sürekliliğini sağlayan kültürleridir. Aynı
zamanda, kültür toplumlarının tanımlanmasını, birbirinden farklılaşmasını belirler.
Kültürel değerler bir toplumu oluşturan insanlar için davranış kalıplarını oluşturur.
İnsanlar zaman içinde yaşadığı toplumun kültürel değerlerine ve davranış kalıplarına