Page 14 - fen-ve-muhendislik-bilimleri-icin-meslek-etigi
P. 14

14                                                             Meslek Etiği

                               Amaçlanan  sonuç  etiğinin  en  güçlü  yanı,  pratik  oluşu,  sonuçlara  dönük
                        olması,  ilgili  pek  çok  kişiyi  göz  önüne  alması  ve  bireylerin  sağduyusuna  dayalı
                        olmasıdır.  Bu  etik  sisteme  göre  bir  eylemin  doğru  ya  da  yanlış  olduğuna  karar
                        verebilmek  için  olası  sonuç  ve  etkilerin  neler  olabileceğinin  belirlenmesi
                        gerekmektedir. Bir eylemden etkilenecek bütün taraflar adına, karar veren bireyin
                        bağımsız bir gözlemci olması gerektiği vurgulanır. Bu ilke faydacı teoriyi bencillikten
                        ve  hazcılıktan  ayırmaktadır,  çünkü  eylemden  etkilenen  bütün  ilgili  bireylerin
                        mutluluğu düşünülmektedir [31].

                               1.8. Etik Teorileri ve Tarihi Süreci
                               Literatür taramasında her ne kadar etik anlayışının tam olarak ne zaman
                        başladığı tespit edilemese de dünyanın farklı yerlerinde birçok farklı toplulukta çok
                        eski çağlardan beri etik anlayışının var olduğu anlaşılmaktadır. Dinler tarihi, felsefe
                        tarihi ile antropolojik ve arkeolojik bulgular bu araştırmaları destekler mahiyettedir.
                               Felsefi etik anlayışına Antik Çağ felsefelerinde rastlandığı araştırmacılarca
                        ifade  edilmektedir.  Bu  dönemlerde  ortaya  çıkan  felsefi  etik  anlayışları,  ortaya
                        çıktıkları çağ ve bölgenin kültür ve toplumsal yapısıyla yakından ilişkilendirilmektedir.
                        Gerçekte  bütün  dinler,  amaçları  bakımından  birer  etik  sistemdir  ve  insanın  nasıl
                        davranması gerektiğini öğretmeye çalışırlar. Dinsel etiğin dışındaki alan genel olarak
                        üç önemli döneme ayrılabilir [6].
                               Bunlar;
                           •   İlkçağ Etik Teorileri,
                           •   Orta Çağ Etik Teorileri,
                           •   Modern Çağ Etik Teorileri ve
                           •   Çağdaş Çağ Etik Teorisi olarak isimlendirilebilir.
                               Etik tarihi süreci; zamandan zamana, toplumdan topluma, ekonomik, politik
                        ve  sosyal  dinamiklerin  etkilerine  göre  farklılık  gösteren  bir  süreçtir.  Etiğin  ortaya
                        çıkması,  felsefe  içinde  etik  sorunların  gündeme  gelmesi  Antikçağa  kadar  gittiği
                        değerlendirilmektedir [5].

                               1.8.1. İlk Çağ Etik Teorileri
                               İlkçağ etiği, insanın amacının iyi ve erdemli bir yaşam olduğu, kaynağın akıl
                        olduğu  varsayımına  dayanan  teleolojik  yapıdadır.  Ahlakın  insanın  doğasında
                        bulunmadığı,  toplum  içindeki  yaşayışla  kazanıldığı,  ahlakın  insan  eylemlerinden
                        doğmuş  olduğu  ve  insanlar  tarafından  onaylandığı  yönündeki  düşünceleriyle,
                        felsefeciler  etik  teorilerini  başlatmışlardır.  Bahse  konu  felsefecilere  göre  değer
                        olabilecek  hiçbir  ölçütün  olmadığı  ifade  edilmektedir.  Daha  sonraki  dönemlerde,
                        Sokrates ve onun mutluluk etiği kuramı geliştirmesi süreci takip ettiği belirtilmektedir.
                        Sokrates  (MÖ.469-399),  Yunan  felsefesinde  “etik”  kuramının  kurucusu  olarak  da
                        kabul  edilmektedir.  Sokrates’in  felsefenin  merkezine,  insan  ile  insan  ilişkilerini
                        koyması ve insanın ahlaki boyutunu ön plana çıkarması sebebiyle; insana felsefik
                        bakışta yeni bir boyut kazandırmıştır. Sokrates’in etik anlayışına göre etik felsefenin
                        nihai  amacının  mutluluğa  erişmek  olduğu  kabul  edildiğinden,  Sokrates  felsefesi
                        teleolojik bir etik olarak kabul edilir [5].
                               Aldırmazlık  etiğinin  önemli  savunucusu  Diogenes  (MÖ.412-323),  etik
                        değerlere meydan okumuş, insanların sade bir yaşam sürmesi gerektiği inancıyla
                        yaşamış bir düşünürdür. Amacın hayattan zevk almak ve mutluluk olduğu bu etik
                        anlayışında,  mutluluk  kendinden  öncekilerden  farklı  konumlanmıştır.  Buna  göre
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19